Dilek Erol
Tüm Yazıları
Ayrılık Üçlemesi
Ana Sayfa Tüm Yazılar Ayrılık Üçlemesi

Üstümü örterken koyu gece Fısıldar kulağıma Ay masalını Ben kederimde sağır Karanlık evre İşsiz güçsüz artık Çekiç-Örs-Üzengi Sokağa çıkabilsem, şehri koklayacağım Serpme telaşını köprülerin Avludan ten kokusunu evlerin Yazı biraz da kar tanelerinden Önümde diz çöker törensel yokluğun Karton korteje seyirci Küçük kız çocuğu Saçlarımda ahşap anıların yanık kokusu Elbet havalandıracağım balkonda Bir dökse kışını […]

Üstümü örterken koyu gece
Fısıldar kulağıma Ay masalını
Ben kederimde sağır
Karanlık evre
İşsiz güçsüz artık
Çekiç-Örs-Üzengi

Sokağa çıkabilsem, şehri koklayacağım
Serpme telaşını köprülerin
Avludan ten kokusunu evlerin
Yazı biraz da kar tanelerinden
Önümde diz çöker törensel yokluğun
Karton korteje seyirci
Küçük kız çocuğu
Saçlarımda ahşap anıların yanık kokusu
Elbet havalandıracağım balkonda
Bir dökse kışını korkuluk
Kristal-Buz-Su
Üç kızıl gün
Üç etekli gece
Üç yediveren gül
Yaban arısı kalabalığım
Vızır vızır izdiham
Ayağım düşüne takılınca
Nar elimden düşer

Sen, tanelerinden

Fırfırlı tacın oylumundan ben de
Hıncahınç kırmızı avuçlarım
Kan revan içinde
Can-Beden-Ruh

Yazarın Diğer Yazıları
Ayrılık Üçlemesi

Üstümü örterken koyu gece Fısıldar kulağıma Ay masalını Ben kederimde sağır Karanlık evre İşsiz güçsüz artık Çekiç-Örs-Üzengi Sokağa çıkabilsem, şehri koklayacağım Serpme telaşını köprülerin Avludan ten kokusunu evlerin Yazı biraz da kar tanelerinden Önümde diz çöker törensel yokluğun Karton korteje seyirci Küçük kız çocuğu Saçlarımda ahşap anıların yanık kokusu Elbet havalandıracağım balkonda Bir dökse kışını […]

Devamını Oku
Bu Sayıdan Yazılar
Öykücülüğümüzde Kendi Rengi Olan Yazar: Zafer Doruk

-Sevgili Zafer, öykücülüğümüzde rengi olan birisin. Yazdıkların yaşantını ele verse de yine de sende öykücülüğümüz adına başka bir kumaş olduğunu düşünürüm. Bu yolculuğu bizimle paylaşabilir misin lütfen, nasıl yazıyorsun? İçine doğduğum coğrafyanın kültürel ikliminden besleniyorum; yazacaklarımı, içinde yer aldığım sınıfsal, geleneksel yapının içinden çıkarıyorum. Bir öykü kurarken yaşadığım, bildiğim mekânların, tanık olduğum olayların ışığından yararlanıyorum. […]

Devamını Oku
Sinem, Selma, İlhan, Taner, Ece, Cem ve diğerleri!

Rutin olan her şeyden kaçar gibi yaşadıktan onca yıl sonra, bir akşam geliverdi osoru: “Çocuk yapalım mı?”Şimdiye değin hiç düşünmeden bir başlarınayaşamışlar, geleceklerini de buna görebiçimlendirmişlerdi. Sinem biraz daha kariyerodaklı yaşasa da, İlhan açık açık sorumluluktankaçmıştı. Şimdi durduk yere, hay Allah!Heyecandan mı kalbi çarpıyordu yoksahemen yanıt vermeliyim telaşı mı anlamlandıramasa da, içindeki ses çoktan “Evet!” […]

Devamını Oku