Ataol BEHRAMOĞLU
Tüm Yazıları
Yüzüncü Yıl Marşı
Ana Sayfa Tüm Yazılar Yüzüncü Yıl Marşı

YÜZ YIL DEĞİL YÜZLERCE, BİNLERCE YIL SONRA DA
SEN HEP YAŞAYACAKSIN ÖZGÜRLÜK VAR OLDUKÇA

Göklere yükselince bağımsızlık bayrağı,
Doluyor içimize bir yaşama sevinci;
Sevgili Cumhuriyet, Ata’nın armağanı,
Canımız pahasına koruyacağız seni.

YÜZ YIL DEĞİL YÜZLERCE, BİNLERCE YIL SONRA DA
SEN HEP YAŞAYACAKSIN ÖZGÜRLÜK VAR OLDUKÇA

Geceler boyu süren bir uzun karanlıktan
Başardık çıkarmayı aydınlık bir şafağı;
Halkın ekmeği gibi kutlu ve kutsal olan
Bu aydınlık sabahın Cumhuriyet’tir adı.

YÜZ YIL DEĞİL YÜZLERCE, BİNLERCE YIL SONRA DA
SEN HEP YAŞAYACAKSIN ÖZGÜRLÜK VAR OLDUKÇA

Cumhuriyet herkesin kardeşliği demektir,
Silinsin yüreklerden kin, kuşku ve düşmanlık;
Kendi yazgımız şimdi kendi elimizdedir,
Yeryüzü bütünüyle vatanımızdır artık.

YÜZ YIL DEĞİL YÜZLERCE, BİNLERCE YIL SONRA DA
SEN HEP YAŞAYACAKSIN ÖZGÜRLÜK VAR OLDUKÇA

Bilinç ve sevgi olsun hedefi insanlığın,
Parlasın özgürlüğün ışığı alnımızda;
Doğum sancılarında her yeni çağdaşlığın,
Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın kuşaklarca.

YÜZ YIL DEĞİL YÜZLERCE BİNLERCE YIL SONRA DA
SEN HEP YAŞAYACAKSIN ÖZGÜRLÜK VAR OLDUKÇA

Yazarın Diğer Yazıları
Öğrenmek

Hayatım öğrenmekle geçti. Kendimi bildim bileli öğreniyorum. Bundan şikâyetçi miyim? Hayır. Öğrenmek mi öğretmek mi diye sorsalar, hiç duraksamaksızın, öğrenmek derim. Öğrenmenin nesini mi seviyorum? Sanırım her şeyinden çok, sürecini. O süreç, tıpkı aşkta olduğu gibi, bilinmezlikler, güçlükler, keşiflerle doludur. Fakat yine tıpkı aşkta olduğu gibi heyecan vericidir. Sonrası mı? Sonrası da güzeldir kuşkusuz. Öğrendiğinizi […]

Devamını Oku
Edebiyatımızı Cumhuriyet’imize borçluyuz

Hiçbir uygar ülkenin 20. ve 21. yy. yurttaşları, ülkelerinin(dillerinin) 19. ve daha önceki birkaç yüzyıldaki edebiyatını okuyup anlamada güçlük çekmez. Shakespeare, Molière, Goethe, Dante, Puşkin vb… önceki yüzyılların yazar ve şairleri, ait oldukları dillerin bugünkü kuşaklarınca (dil bakımından) bir güçlüğe yol açmaksızın okunup anlaşılırlar. Bizim için bu, ne yazık ki böyle değildir. Bugünün örneğin bir […]

Devamını Oku
Bu Sayıdan Yazılar
Öykücülüğümüzde Kendi Rengi Olan Yazar: Zafer Doruk

-Sevgili Zafer, öykücülüğümüzde rengi olan birisin. Yazdıkların yaşantını ele verse de yine de sende öykücülüğümüz adına başka bir kumaş olduğunu düşünürüm. Bu yolculuğu bizimle paylaşabilir misin lütfen, nasıl yazıyorsun? İçine doğduğum coğrafyanın kültürel ikliminden besleniyorum; yazacaklarımı, içinde yer aldığım sınıfsal, geleneksel yapının içinden çıkarıyorum. Bir öykü kurarken yaşadığım, bildiğim mekânların, tanık olduğum olayların ışığından yararlanıyorum. […]

Devamını Oku
Sinem, Selma, İlhan, Taner, Ece, Cem ve diğerleri!

Rutin olan her şeyden kaçar gibi yaşadıktan onca yıl sonra, bir akşam geliverdi osoru: “Çocuk yapalım mı?”Şimdiye değin hiç düşünmeden bir başlarınayaşamışlar, geleceklerini de buna görebiçimlendirmişlerdi. Sinem biraz daha kariyerodaklı yaşasa da, İlhan açık açık sorumluluktankaçmıştı. Şimdi durduk yere, hay Allah!Heyecandan mı kalbi çarpıyordu yoksahemen yanıt vermeliyim telaşı mı anlamlandıramasa da, içindeki ses çoktan “Evet!” […]

Devamını Oku