Yaşar SEYMAN
Tüm Yazıları
Kadının Türküsü
Ana Sayfa Tüm Yazılar Kadının Türküsü

Kadının Türküsü…

Kadın bağlamada tel
Kadın düğünde tül
Kadın yaşamda gül
Kadın doğumda candır

Kimi kadın, çağı dönüştürürken tanrılar dilinden,
kimi kadın ozan dilinden,
kimi kadın siyasetçi dilinden konuşmuştur.
En güzeli kadının kadın dilinden konuşma
eylemidir.

KADININ TÜRKÜSÜ

Çağların dönüşüm türküsü
Türkümüzde tarih var
Çağlar dönüşürken
Kadınlara gülen talih
Kim bilir belki de
Kadınların güldüğü tarih
Kadının türküsünde
Amaçlar kavgayla
Kavgalar sevdayla beslenir
Türkümüzde kadınlar
Nehir olur akarlar
Okyanusla buluşur,
Soluklanır, sonsuzlaşırlar
Bu türküde kadınlar
Ulusları, dilleri, dinleri,
Aşarak akarken, kadınlar
Kadının türküsünü çığırır
Türkümüzde farklılıklar
Kimlikler, kültürler,
Kayıp kültürler güzelleşir,
Bütünleşir…
Türkümüzde kadınlar,
1789 Fransız Devrimi
1917 Ekim Devrimi
1923 Aydınlanma Devrimine
emek, sevgi katarlar.
Evrensel türküde kadınlar
Ren, Volga, Fırat olur akarlar
Kadının türküsünün özü
Eşitlik, özgürlük, kardeşlik
Türkümüzü kadınlar
Hep beraber söylerler
Bu türküde kadınlar
Sadece yazgılarını değil
Dünyayı değiştirirler.
Kadının türküsünde kadınlar
Yeni türküler söylerler

İkili sömürüyü, ikili çalışmayı,
İki işvereni, dört vardiyayı,
Evi, eşi, işi, çocuğu
Evde – ülkede demokrasi
Türküsü söyleyerek
Görerek, severek
Doğasal üretimlerine,
Toplumsal üretimler katarak
Vardiyaları azaltarak akarlar.
1856’da Mississippi’deki akış
Kanlı olsa da
1910’da Ren’le renk bulur
Ren’le akan Clara Zetkin
8 Mart’ı 2. Enternasyonel’de
Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü
Almanya’dan dünyaya duyurur.
Ren’in kırmızı gülü
Rosa Luxemburg
Ve Ren’in Ayçiçeği
Petra Kelly,
Ses verirler Clara’nın sesine…
Kadınlar hep bir ağızdan
Gün varsa sorun var
Türküsünü söylerler.

8 Mart 1975
Dünya Kadınlar Günü’nü
Birleşmiş Milletler
tüm dünya kadınlarına
armağan eder.
Kadının türküsü evrenselleşir.
Gün olur devran dönmez
Nehirlerin akışı zorlaştırılır
Barikatlar, bentler kurulur
Nehirlere kelepçeler vurulur
Barajlar kurulur
Nehirler yine de akarlar
Po İtalya’dan akar
Akdeniz kadını
Maria Montessori’yi alarak
Ya da Maria, Po’yla Dünyaya akmaya başlar.
Dertlerin ve bereketin nehri
Po’nun bu akışında
Tarihe yön veren Akdenizli kadın
Maria Montessori’nin
Türküsünün özü eğitim.
Maria türküsünü,
Önce İtalya’nın geleneksel
Zorluklarına karşı söyler
Gün gelir devran döner
Türküsü artık engel tanımaz
Ne İtalya’nın Mussolini’sini
Ne İspanya’nın Franco’sunu,
Ne Almanya’nın Hitler’ini tanır.

Kadın türküde öz
Kadın ağıtta köz
Kadın hoyratta söz
Kadın bozlakta nazdır

Dilden dile akar gider
Eğitimin devrim türküsü
Dünya türküsüdür
Polonya’da Vistula nehri
Po’nun bu sesine ses verir
Vistula nehrinin
Coşkun sularıyla büyüyen
MARIA CURIE
Tarihe yön veren buluşuyla,
Dünyada Nobel alan ilk kadın
Yıl 1903
Yıllar akar Vistula akar
İki Nobel ödüllü bilim kadını
Yaşam kurtaran
Türküsünü söylemeyi sürdürür.

Radyumu buluşu,
İnsanlık türküsü olur
İtalya’da nehirler kraliçesi
Po’nun akışı durmaz
Po nehri kadınlarla akar
1854 Kırım Savaşı’nda
Yaralılar arasında dolaşan
Lambalı Kadın,
Hastaların yaşam sevinci,
Yaraların merhemi.
O, Florence Nightingale
Onun, hemşirelik türküsünü

Önce ülkesi sonra tüm dünya
Hep bir ağızdan söyler
Bilen bilmeyen herkes söyler
Po ve Vistula’nın akışı
Mississipi ile çalkalanır
Bu kez Mississippi ile akan kadın
Tarihe yön vermeyi sürdürür
Eleanor Roosevelt
Onun Türküsü
İnsan hakları türküsüdür
Onun, türküsü çağlarla akar
Tüm dünyada, acılarla söylenir.
Hor bakışlar,
Karşı duruşlar,
Sevgisizlikler bitmez.
Ama o soylu türkü
Hep söylenir.
Bedeller ödense de
Hep coşkulu söylenir.
Nehirler birbirine ses verir
Belki de el verir.
Arnavutluk’ta
Dırin ve Seman
Teresa diye çağıldar
Tarihe yön veren
Nobel Barış Ödüllü kadın
Onun türküsünün adı
“Sevgi benim görevim“
Bu türküde yoksullar var
Bu türküde yurt yok
Tüm dünya yurt ona
Terasa, Drin ve Seman’la
İkinci yurdu Ganj’a akar.
Ganj’ın sularında kutsanan
INDRA GANDHI,
Hindistan’ın ilk kadın
Başbakanı olur.
Başbakanlığı
Hindistan kadınının yüzünü
Güldürmez.
Bir de suikastla ölen ilk kadın
Başbakana ağlanır.
Türkü hep aynıdır.
Kadın ya kendine
Ya da başka kadına ağlar.

SİMGE KADINLAR

Simge kadınlar,
Dünya ses duvarını aşmayı başarmış,
Akışlarını kalemleri, fırçaları, sesleri,
Buluşları, kuramları, sözleri,
Savaşımlarıyla sürdürmüşlerdir.
Sınırları aşan simge kadınlar
Ülkelerinin nehirlerini,
Dünya ülkelerinin nehirlerine katmış,
Renkleri çoğalmış, isimleri birbirine karışmış,
Buluşları birbirine güç katmış kadınlar…

Kadın seherde ses
Kadın sevdada saz
Kadın semahta niyaz
Kadın sevgide sabırdır

Yazarın Diğer Yazıları
Cumhuriyet’imizin 100. Yılında Bir Cumhuriyet Öğretmeni

Atatürk, gündüz cephede savaşırken akşam ise çadırında Çalıkuşu’nu okurdu. Çalıkuşu’nu okuyup bitirdiğinde, “Biliyor musunuz dün gece Reşat Nuri Bey’in Çalıkuşu romanını okudum, çok beğendim. İhmal edilmiş Anadolu’yu, genç bir hanım öğretmenin yaşadığı zorlukları ne güzel anlatmış. Bitirince İsmet’e vereceğim. (İsmet İnönü) Sonra da sizler okuyun” demişti… Bu da bizim Altındağ’ın Efsane Feride Öğretmeni… Onun da […]

Devamını Oku
Cumhuriyet Bir Kadın Devrimidir

Cumhuriyet’i var eden kadınlar, Cumhuriyet’in var ettiği kadınlar bizim kadınlardır. Cumhuriyet kadındır… Cumhuriyet’in kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk, Kuruluş ve Kurtuluş sürecinde hep kadınlarla birlikte yürümüştür. Cumhuriyet öncesi de sonrası da kadınlarla yürüdüğü yolda en önemlisi onlarla çalışmayı içselleştirmiş bir liderdir. Kurtuluş Savaşı sırasında ona inanan kadınlar; Anadolu’nun her köşesinde, her konumda eğitimli, eğitimsiz cephede […]

Devamını Oku
Bu Sayıdan Yazılar
Öykücülüğümüzde Kendi Rengi Olan Yazar: Zafer Doruk

-Sevgili Zafer, öykücülüğümüzde rengi olan birisin. Yazdıkların yaşantını ele verse de yine de sende öykücülüğümüz adına başka bir kumaş olduğunu düşünürüm. Bu yolculuğu bizimle paylaşabilir misin lütfen, nasıl yazıyorsun? İçine doğduğum coğrafyanın kültürel ikliminden besleniyorum; yazacaklarımı, içinde yer aldığım sınıfsal, geleneksel yapının içinden çıkarıyorum. Bir öykü kurarken yaşadığım, bildiğim mekânların, tanık olduğum olayların ışığından yararlanıyorum. […]

Devamını Oku
Sinem, Selma, İlhan, Taner, Ece, Cem ve diğerleri!

Rutin olan her şeyden kaçar gibi yaşadıktan onca yıl sonra, bir akşam geliverdi osoru: “Çocuk yapalım mı?”Şimdiye değin hiç düşünmeden bir başlarınayaşamışlar, geleceklerini de buna görebiçimlendirmişlerdi. Sinem biraz daha kariyerodaklı yaşasa da, İlhan açık açık sorumluluktankaçmıştı. Şimdi durduk yere, hay Allah!Heyecandan mı kalbi çarpıyordu yoksahemen yanıt vermeliyim telaşı mı anlamlandıramasa da, içindeki ses çoktan “Evet!” […]

Devamını Oku