Geç güneşle koyulmuşuz yürüyüşe
Tek dönemeyeceğim kadar geç…
Geç güneşle koyulmuşuz yürüyüşe
Tek dönemeyeceğim kadar geç
Kırılgan olan her nesnenin bilincinde
Hemen sonra her nesnenin kırılganlığının
Kaygılı, herkesi korumaya hazırım
Tanık bulamasam da şırıngayla çekilişine dünyamın
Kimi tanıdımsa o dev iğnenin ucundan sakındım
Kafeslerde tuttuysam havanı bu yüzden
Göğün verevine delindiğiydi duydum
Kuştu, işitilmedi uçtuğu yerden
Yücesine yükselen
Esti kafeste
Göğsümde gizlen
Dinle
Burada biraz duralım
İten ve çeken
Ne’den kaçıyorsak ona doğru kaçıyoruz’u imleyen
Denizin eninden çekildiğiydi gördüm
Nehirdi seçilmedi karıştığı yerden
Enginine dökülen
Taştı sebillerden
Gözlerime eğil izle
Şuradan devam edelim
Az önce öyle emin şimdi böyle tedirgin bastığımız kara
Dikinden eksiltirilir diye bıraktım toprağını saksılara
Tohum görülmezse göverdiği yerde
Yakınına düşmüştür
Sarsılır saksıda
Gövdeme yaslan bekle
Hayır, oraya kadar gitmeyelim
Gitmeyelim çünkü
Yaşadıkça ilerleyen bir hastalıktır yaşamak
İlerledikçe bulaşmaya azimlenen
Belki durunca durmuş sayılsak
Kanımın yönünde böyle kıvranmazdım
Seni böyle sürüklemezdim fakat
Yürüdükçe tanık ister yürüyüşüm
Hava, su, toprak
Kaç defa kırılmış olsa da bu yüzden
Kaç defa diyorum sana
Mazgallara basma
Zaman zaman sorarlar, Yaşar Kemal’le olan dostluğumuzu. Hayranı olduğum bir insanın/ ulaşılmaz bildiğim bir büyük yazarın bir gün dostu oldum. Nereden nereye derim içimden. Bu yazıya başlarken Çukurova Yaşar Kemal kitabımda da anlattım. Ayşe Semiha Baban’ın içtenliği, ilgisi sayesinde onunla konuştum, birlikte oldum. Ayşe Hanım beni evine aldı, Yaşar Kemal’le söyleşmemizi sağladı. Onun içtenliğini unutamam. […]
Devamını OkuBeykoz tarihi günlerinden birini yaşıyordu. 10 Ekim 1965 Milletvekili Genel Seçimlerinin propaganda dönemiydi. Sanat tarihçileri tarafından “Su Sarayı” olarak tanımlanan Beykoz’un simgelerinden biri olan Onçeşmeler’in yanı başındaki köşe kahvede Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) toplantısı vardı. Kahvenin içi dolmuş, sonradan gelenler dışarı taşmıştı. Gözlüklü, tok sesli, uzun boylu adam “Oyunuzu adama verin, beygire değil.” diyordu. Adam […]
Devamını Oku