Toplumun sosyolojik, sınıfsal ve inanç değişkenliklerine rağmen bazı değerler ve kişiler fazlasıyla kapsayıcıdır.
Ve toplumu barıştıran, aynı umuda yönelten, iyi insan olabilmeyi öğreten, bunu yaparken de “gülmek” eylemini eksenine koyan, nadiren rastlanan bu başarının kuşkusuz ülkemizde ete kemiğe bürünen bir ismi vardır… Kemal Sunal…
Türk sineması ve tiyatrosunun efsanevi komedyeni Kemal Sunal… 10 Kasım 1944 tarihinde İstanbul’da doğan Sunal, sinemaya olan yeteneği ve mizah anlayışıyla Türk halkının gönlünde taht kurmuştur. Oyunculuğa başlamadan önce adı Kemal Sunâlp’tir. Ve kariyerinin başlarında adını değiştirmiştir. Onun doğal oyunculuğu ve eşsiz komiklik yeteneği, Türk sinemasının en unutulmaz karakterlerini yaratmasına olanak sağlamıştır.
Kemal Sunal, sinema kariyerine 1964 yılında başlamıştır. İlk başlarda küçük rollerde yer almasına rağmen, kısa sürede sahip olduğu doğal yetenek sayesinde kendini kanıtlamıştır. “Hababam Sınıfı” serisi, onun en ünlü yapımları arasında yer alır. Sınıfın “Şaban” karakteri, Sunal’ın imzası haline gelmiş ve halkın sevgisini kazanmıştır. Başarılı bir şekilde Şaban’ı canlandırarak toplumsal eleştirileri hicivsel bir dille yansıtmış ve izleyicilerin yüzünde tebessüm bırakmıştır.
Kemal Sunal’ın komedi anlayışı, mizahın sadece güldürmekten öteye geçebileceğini kanıtlar niteliktedir. Filmlerinde toplumsal sorunları ele alırken, insanların içinde bulunduğu zorlukları anlatırken bile seyircileri güldürmeyi başarmıştır. Sunal’ın filmlerindeki komedi, izleyicileri düşünmeye ve kendilerini sorgulamaya yönlendirirken aynı zamanda da keyifli bir deneyim sunmuştur.
Kemal Sunal’ın başarısı sadece sinemayla sınırlı kalmamıştır. O aynı zamanda bir tiyatro oyuncusu olarak da büyük bir başarı elde etmiştir. Tiyatro sahnelerindeki performanslarıyla da izleyicileri etkilemiş, onlara unutulmaz anlar yaşatmıştır. Kemal Sunal’a aslında sadece bir komedyen demek de doğru olmayabilir. O baştan aşağı tarihe iz bırakmış bir sanatçıdır.
Tiyatro, Kemal Sunal’ın kariyerine sinemadan önce başladığı bir sahne oldu. 1960’lı yılların başında, Muhsin Ertuğrul’un İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda oyunculuk yapmaya başladı. Bu dönemde çeşitli oyunlarda rol aldı ve sahne performansıyla dikkat çekti.
Kemal Sunal’ın tiyatroda sergilediği performanslar, onun doğal oyunculuğunu ve mizah yeteneğini daha da geliştirdi. Sahne üzerindeki enerjisi ve komiklik anlayışı, seyircileri güldürmeyi başardı ve izleyicilerin gözünde bir tiyatro ikonu haline geldi.
Tiyatro kariyeri boyunca Kemal Sunal, farklı türlerde birçok oyun sahneledi. Hem klasik Türk tiyatrosunun önemli eserlerinde yer aldı, hem de çağdaş oyunlarda performans sergiledi. Komedi, drama ve hatta müzikallerde de rol aldı.
Kemal Sunal, tiyatro sahnelerindeki başarısıyla da birçok ödül kazandı. Sahne performanslarıyla eleştirmenlerin takdirini topladı ve seyircilerden büyük bir hayranlık gördü. Onun oyunlarda canlandırdığı karakterler, seyircilerin zihninde unutulmaz birer imza bıraktı.
Tiyatro kariyeri boyunca Kemal Sunal, sinema kariyerine de devam etti. Zaman zaman tiyatro ile sinema arasında mekik dokuyarak her iki alanda da başarılı işlere imza attı. Sinemadaki popülerliği arttıkça tiyatro oyunlarına olan ilgisi ve katkıları da devam etti.
Kemal Sunal’ın tiyatro kariyeri, sadece sahne performanslarıyla sınırlı kalmadı. Aynı zamanda tiyatro yapımcısı ve yönetmen olarak da aktif bir rol oynadı. Kendi tiyatro şirketini kurarak, farklı oyunları sahneleyerek ve yeni yeteneklere destek vererek tiyatro dünyasına katkıda bulundu.
Kısacası, Kemal Sunal’ın tiyatro kariyeri, sinema kariyeri kadar önemli ve etkileyiciydi. Tiyatro sahnelerinde sergilediği performanslar, onun sanatçı kimliğini tamamladı ve Türk tiyatro tarihinde iz bıraktı. Kemal Sunal’ın hem sinema hem de tiyatro dünyasındaki başarıları, Türk kültürünün bir parçası haline gelmiş ve onun hikayesi bir nesilden diğerine aktarılmıştır.
Ne yazık ki, 3 Temmuz 2000 tarihinde aramızdan ayrılan Kemal Sunal, Türk sinemasının büyük bir kaybı olmuştur. Ancak onun filmleri ve performansları, her zaman hatırlanacak ve gelecek kuşaklara aktarılacaktır. Kemal Sunal, Türk sinemasının unutulmazları arasında sonsuza kadar yaşayacak ve gönüllerdeki yerini koruyacaktır
Kemal Sunal, toplum için gereklidir!
Türkiye Kadın Milli Voleybol Takımı, cesareti ve mücadelesiyle ülkemizin gurur kaynağı haline gelmiş durumda. Sahaya sadece oyun için değil, aynı zamanda bir milletin umutları ve heyecanıyla çıkıyorlar. Başarıları, adeta her sette, her smaçta ve her turnuvada yazılmış bir destan gibi. Türkiye Kadın Milli Voleybol Takımı, uluslararası alanda büyük başarılar elde ederek, sadece voleybolun değil, aynı […]
Devamını Okuİstanbul’u kuşatan o gizemli beyaz örtü, ilk adımlarını attığı anda zaman sanki durmuş olur her yıl aynı ciddiyetle. Şehir, anahtarını yılın ilk karına bırakmıştır artık. Maltepe’nin sahili, caddeleri, tepeleri, kaldırımları, parkları… her biri kristal beyazıyla süslenmiştir artık. Ardı sıra yere düşen kar taneleri, şehir ışıklarında parlayarak gecenin sessizliğini renklendirirler. Her yılın ilk karı, insanın içini […]
Devamını OkuZaman zaman sorarlar, Yaşar Kemal’le olan dostluğumuzu. Hayranı olduğum bir insanın/ ulaşılmaz bildiğim bir büyük yazarın bir gün dostu oldum. Nereden nereye derim içimden. Bu yazıya başlarken Çukurova Yaşar Kemal kitabımda da anlattım. Ayşe Semiha Baban’ın içtenliği, ilgisi sayesinde onunla konuştum, birlikte oldum. Ayşe Hanım beni evine aldı, Yaşar Kemal’le söyleşmemizi sağladı. Onun içtenliğini unutamam. […]
Devamını OkuBeykoz tarihi günlerinden birini yaşıyordu. 10 Ekim 1965 Milletvekili Genel Seçimlerinin propaganda dönemiydi. Sanat tarihçileri tarafından “Su Sarayı” olarak tanımlanan Beykoz’un simgelerinden biri olan Onçeşmeler’in yanı başındaki köşe kahvede Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) toplantısı vardı. Kahvenin içi dolmuş, sonradan gelenler dışarı taşmıştı. Gözlüklü, tok sesli, uzun boylu adam “Oyunuzu adama verin, beygire değil.” diyordu. Adam […]
Devamını Oku